13 Şubat 2014 Perşembe

Onur Çalı, Eksik Yıl



"Cumartesi bir gün değil, diye düşündü; bir mevsim cumartesi. Aylardan ocak bile olsa cumartesi yazdır. Öyle rahat, ılık."

"Günler hiçliğin uzun ve tek şeritli yolunda yavaş yavaş dizilirken yiyiyoruz, içiyoruz otobüse biniyoruz, yürüyoruz sevişiyoruz ya da televizyona teslim oluyoruz. Uyuyoruz, uyanıyoruz."

"Hayatın bilgisini veren öğretmenin kitabında, kış gecelerinde annemiz yemek yapar, babamız televizyon karşısında, elinde gazete keyif çatar. Sobanın yanı başında kedimiz uyur değil mi? Değil. O da değil!"


"Koşuyorum koşuyorum koşarken virgülleri noktaları unutuyorum ama olsun artık rüya bitiyor..."

"Ankara'da kışlar soğuk ve sıkıntılı, yazlarsa sıcak ve daha sıkıntılı geçer."

"Çok tuhaf günlerdi. Ekmeği karneyle almıyorduk ama bir dirhem utancı yok paraya cebimize indirebiliyorduk."

"Evrenin karadeliklerinin anlatılmamış hikayeler olduğunu düşünürdüm."

                                                                                               (Komşu Yayınları)

Albert Camus, Düşüş




"Nitelikli çamaşır zevki insanın ayaklarının ille de kirli olmasını gerektirmez."

"Yazık ki gevezeyim ve kolayca bağlanıyorum."

"Gelecekteki tarihçilerin bizim için ne diyeceğini düşünüyorum bazen. Günümüz insanı konusunda bir tümce söylemek yetecektir onlara: Zina ediyordu ve gazete okuyordu. Bu güçlü tanımdan sonra konu biter, diyebilirim."

"Temiz bir yaşama razı mısınız? Herkes gibi? Evet diyorsunuz doğal olarak. Nasıl hayır diyebilir insan? Tamam. Sizi temizlerler. Bir iş, bir aile, örgütlenmiş boş zaman işte budur. Ve küçük dişler tene saldırır, kemiklere kadar yer. Ama yanlış söyledim. Onların örgütü dememeli. Bizim örgütümüz bu, eninde sonunda: Kim kimi temizleyecek?"

                                                            (Çeviri: Hüseyin Demirhan.  Can Yayınları.)